Büyüklük, azamet, ululuk, boy, kuvvet, şöhret. Az kullanılan anlamları ise şunlardır; yaşlılık, irilik, kocamanlık, genişlik, yücelik, büyük olma, tanınmışlık, asalet, değer, güç, soyluluk, hacim, önem.

Büyütmek, artırmak, övmek, tekbir getirmek, genişletmek, abartmak. Az kullanılan anlamları ise şunlardır; şişirmek, mübalağa etmek, methetmek, kötüleştirmek, vahim hale getirmek, olduğundan büyük göstermek, şiddetini artırmak.

Büyüklük, yaşlılık, azamet. Az kullanılan anlamları ise şunlardır; irilik, kocamanlık, genişlik, celal, önem, hacim.

Kibir. Az kullanılan anlamları ise şunlardır; büyüklük, önem, büyük günah, şişinme, büyüklenme, böbürlenme.

Kebere, gebre (bot), kebere (bot), gebele (bot).

في السِّنّ büyümek, yetişmek, gelişmek.

ب büyük olmak.

Büyütülmek.

كبر

{كبر}: تكبر. {كبرياء}: عظمة. {أكابر}: عظماء. {كبارا}: كبيرا. {كِبْرَه}: معظمه. كُبره: عظمه. {أكبرنه}: أعظمنه.