Düzenlemek, düzeltmek, kaldırmak, değer biçmek, doğrultmak. Az kullanılan anlamları ise şunlardır; değerlendirmek, kıymet takdir etmek, iyileştirmek, ayarlamak, dikmek, eski düzenine kavuşturmak, yatık olan şeyi dikleştirmek, biçim vermek, kıymet biçmek, doğru/yerinde yapmak, eğriliğini düzeltmek, ıslah etmek, fiyat biçmek.

Millet, kavim, insanlar, kabile, ulus, halk. Az kullanılan anlamları ise şunlardır; akrabalar, kalabalık, cemaat, insan topluluğu.

قوم

{القيم}: القائم المستقيم السداد لا عوج فيه. {أقاموا الصلاة}: أتوا بها في مواقيتها. {قيام}: جمع قائم، ومصدر، وما يقوم به الأمر نحو القوام، ومنه: {جعل الله لكم قياما}. القيوم: الدائم الذي لا يزول، وزنه
فيعول كالقيصوم فأصله قيؤوم اجتمعت الواو والياء وسبقت أحدهما بالسكون فقلبت الواو ياء وأدغمت الياء في الياء فقيل: قيوم.