Fener. Az kullanılan anlamları ise şunlardır; deniz feneri, fener kulesi.

1. Her tarafı camla muhât mum veya lamba mahfazası: bahçe feneri; sokaklarda fener yanmazsa, herkes gece fenerle gezmek mecburiyetinde bulunur; hırsız feneri = karşıdakini gösterip sâhibini göstermeyecek şekilde yalnız önü camlı fener; hayâl fener = resimli camları olup, duvara o resimleri aksettiren fener, fr. lanterne magique; karpuz fener = kâğıttan açılıp kapanır yuvarlak nev’i. Gelin feneri = renkli ve süslüsü. Muşamma’ fener = muşambadan mamûl açılır kapanır fener. 2. Sevâhilin muhâtaralı burunlarında ve sath-ı bahirde bulunan kayalar üzerinde vesâir mahallerde gece vakti sefâine tayîn-i mevki’ ile teʼmîn-i seyr ü sefer için merkûz direkler ve kuleler ile dubalar üzerinde sâbit veya döner şimşekli meş’al: fenerler seyr-i sefâini teshîl eden vesâittendir. Fenerler idâresi. 3. Saat çarklarını işletir iki ucu milli uzun ve dar âlet. 4. bh. Halatın ucuna yapılan cevzlerin fazla kalan kollarından üzerine yapılan düğüm.

vulg. فنر fener (Gr. φανάρι), s. 1. A hand-lantern. 2. A street-lamp. 3. A lighthouse. 4. Name of the principal Greek quarter of Constantinople. 5. A pinion of a shaft in machinery.