s. A constant, habitual actor, or worker; especially, God.

s. pl. of فعل, q. v.

sıf. ar. [fa‘ale’den imb.] Çok işleyen, çok iş gören, hiç durmayıp dâimâ fiil ve harekette bulunan: fa‘âl adamdır.

s. An act, deed; actions.

iz. cm.ar. fd: fi‘l. ba: فعل fi‘l. [“if‘âl” gibi.]

Güzel / iyi hareket, cömertlik, el açıklığı, verimlilik, lütuf, inayet, ihsan, yardım, güzel davranış, övgüyü hakeden iş.

(a. i. fi’l’in c.) : işler, kârlar, ameller. Bed-fiâl : kötü işler işliyen kimse, (bkz. : -ef’âl).

(a. s. fi’l’den.) : çok işliyen, dâima harekette bulunan; gayretli, çalışkan.

Etkili, aktif, faal, etkileyici, enerjik, tesirli. Az kullanılan anlamları ise şunlardır; etkin, sonuç verici, yararlı, verimli, randımanlı, dokunaklı, ele avuca sığmaz, sonuç veren, acıklı, afacan, hareketli, dinamik.

اَلْفَعَالُ [el-fe’âl] (سَحَابٌ [sehâb] vezninde) Fi’l-i hasenin ismidir ki güzel ve pesendîde iş demektir; yukâlu: أَتَى بِالْفَعَالِ أَيِ الْفِعْلِ الْحَسَنِ Ve cûd ve kereme ıtlâk olunur, 'alâ-kavlin hayr ve şerrde isti’mâl olunur, hayr ve hasene hâss değildir ve yalnız bir fâ’ilden sudûr eden fi’le mahsustur; iki fâ’ilden sudûr ederse فِعَالٌ [fi’âl] isti’mâl olunur fâ’nın kesriyle ki مُفَاعَلَةٌ [mufâ’alet]ten olur; yukâlu: فِيهِ السُّودَدُ وَالْفَعَالُ أَيِ الْكَرَمُ أَوْ يَكُونُ فِي الْخَيْرِ وَالشَّرِّ