عصب ('asab)
kelime https://kelime.com/arama/عصب
OS / KAMUSU’L-MUHİT-1814 Firuzabadi (1814).عصب.Ahmed Asım (çev.),Kamusu’l-Muhit. https://kelime.com/kelime/%D8%B9%D8%B5%D8%A8/6333545f101dea5b8e0ed8ce-63335cf007ef266044b2970d/os/tumu/tumu Firuzabadi."عصب." Kamusu’l-Muhit, çev. Ahmed Asım,1814, kelime.com, https://kelime.com/kelime/%D8%B9%D8%B5%D8%A8/6333545f101dea5b8e0ed8ce-63335cf007ef266044b2970d/os/tumu/tumu Firuzabadi."عصب." Kamusu’l-Muhit, çev. Ahmed Asım,İstanbul, 1814. Kelime.com. https://kelime.com/kelime/%D8%B9%D8%B5%D8%A8/6333545f101dea5b8e0ed8ce-63335cf007ef266044b2970d/os/tumu/tumu

اَلْعَصَبُ [el-'asab] (fethateynle) Gövdede olan sinirlere denir ki mefâsılın أَطْنَابٌ [atnâb]ı menzilesindedirler; müfredi عَصَبَةٌ ['asabet]tir; yukâlu; هُوَ قَوِيُّ الْعَصَبِ أَيْ أَطْنَابِ الْمَفَاصِلِ Ve şecer-i لَبْلاَبٌ [leblâb] ismidir ki sarmaşık ta’bîr olunan nebâttır. Ve kavmin eşrâf ve hıyârına عَصَبٌ ['asab] ıtlâk olunur; yukâlu: هُمْ عَصَبُ الْقَوْمِ أَيْ خِيَارُهُمْ Ve عَصَبٌ ['asab] Masdar olur, gövdenin siniri çok olmak ma’nâsına; yukâlu: عَصِبَ اللَّحْمُ عَصَبًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا كَثُرَ عَصَبُهُ Ve اَلْعَصْبُ [el-'asb] ('ayn’ın fethi ve zammı ve sâd’ın sükûnuyla) Bu dahi sarmaşık ağacına denir.

Diğer Diller

tr: 'asab

Çekim ve Türev
(Osmanlıca) Diğer Madde Başlıklarında (10)
عصب (asb)
kelime https://kelime.com/arama/عصب
OS / VANKULU LÜGATI-1589

اَلْعَصْبُ [el-‘asb] (‘ayn’ın fethi ve sâd’ın sükûnuyla) Bir nesneyi muhkem dürmek. Ve bir nev’ bürd-i Yemenî’ye dahi عَصْبٌ [‘asb] derler. Ve عَصْبٌ [‘asb] Kavmin eşrefine de derler; yukâlu: ذَاكَ مِنْ عَصْبِ الْقَوْمِ sâd’ın hareketiyle dedikleri gibi, nitekim mürûr etti. Ve deve süt vermek için budun bağlamağa dahi derler; yukâlu: عَصَبْتُ فَخِذُ النَّاقَةِ لِتَدِرَّ Ve ağacın budakların bir yere cem’ edip vurmak, yaprağı düşsün diye; yukâlu: عَصَبْتُ الشَّجَرَةَ إِذَا ضَمَمْتَ أَغْصَانَهَا إِلَيْهَا ثُمَّ ضَرَبْتَهَا لِيَسْقُطَ وَرَقُهَا Kâle’l-haccâc: “لَأَعْصِبَنَّكُمْ عَصْبَ السَّلَمِ”Ya’nî سَلَمٌ [selem] ağacının budakları gibi sizi bir yere bağlarım. Ve سَلَمٌ [selem] ağacının dikeni olmağın budakların bir yere cem’ edip bağlarlar, tâ ki aslın kesmeğe kâbiliyyet ola. Ve kavm bir kimseyi ortaya almağa dahi derler; yukâlu: عَصَبَ الْقَوْمُ فُلَانًا Ve deve etrâfını devr etmeğe dahi derler; yukâlu: عَصَبَتِ الْإِبِلُ فُلَانًا إِذَا دَارَتْ بِهِ Ferrâ eyitti: عَصَبَتِ الْإِبِلُ derler ve عَصِبَتْ dahi derler kesriyle, kaçan develer cem’ olsalar: فَمَا كَانَ مَاضِيهِ مَفْتُوحَ الْعَيْنِ فَكُلُّهُ مِنَ الْبَابِ الثَّانِي Ve ağız yarı ağızda kurumağa dahi derler; yukâlu: عَصَبَ الرِّيقُ بِفِيهِ بِالْفَتْحِ إِذَا جَفَّ عَلَيْهِ Ve عَصَبَ الرِّيقُ فَاهُ dahi derler, nez’-i hâfid üzere. Ve ufuk kızarmağa da derler; yukâlu: عَصَبَ الْأُفْقُ أَيِ احْمَرَّ Ve koçun hâyaların bağlamağa dahi derler, tâ ki ihrâc etmeden sâkıt ola.

عصب (asb)
kelime https://kelime.com/arama/عصب
OS / KAMUSU’L-MUHİT-1814

عَصْبٌ ['asb] ('ayn’ın fethiyle) Bir nesneyi dürüp bükmek, طَيٌّ [tayy] ve لَيٌّ [leyy] ma’nâsınadır; yukâlu: عَصَبَ الشَّيْءَ عَصْبًا إِذَا طَوَاهُ وَلَوَاهُ Ve sarıp bağlamak ma’nâsınadır; yukâlu: عَصَبَهُ أَيْ شَدَّهُ Ve ağacın şâhlarını yaprak silkmek için bir araya toplamak ma’nâsınadır; yukâlu: عَصَبَ الشَّجَرَةَ إِذَا ضَمَّ مَا تَفَرَّقَ مِنْ أَغْصَانِهَا إِلَيْهَا وَخَبَطَهَا Ve tekenin ve koçun hâyelerini bend eylemek ma’nâsınadır, tâ ki yumurtaları çıkarmaksızın o 'amel ile sâkıt ola; yukâlu: عَصَبَ خُصْيَتَيِ التَّيْسِ وَالْكَبْشِ إِذَا شَدَّهُمَا حَتَّى تَسْقُطَا مِنْ غَيْرِ نَزْعٍ Ve عَصْبٌ ['asab] Yemen kumaşlarından bir türlü kumaşın adıdır. Ve şol kızıl buluta denir ki kurak yıllarda ufk-ı garbîde nümâyân olur. Ve عَصْبٌ ['asb] Kemâl üzere sütü idrâr için nâkanın butlarını çekip bağlamak ma’nâsınadır. Ve ağızda dişler gubârdan yâ havf ve 'ataş makûlesi 'ârızadan nâşî vesah-nâk olmak ma’nâsınadır. Ve iplik eğirmek, غَزْلٌ [gazl] ma’nâsınadır. Ve bir nesneyi avuçla tutup almak, قَبْضٌ [kabd] ma’nâsınadır. Ve ağızda tükürük kurumak ma’nâsınadır. Ve bir nesneye mülâzım ve müdâvim olmak ma’nâsınadır. Ve bir nesnenin çevresini tavâf ve deverân eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: عَصَبَتِ اْلإِبِلُ بِالْمَاءِ إِذَا دَارَتْ وَطَافَتْ حَوْلَهُ Ve عَصْبٌ ['asb] Ehl-i 'arûz ıstılâhında bahr-i vâfirin ‘arûzunda vâki’ mutefâ’ilun cüz’ünün lâm’ını iskân eylemekten 'ibârettir ki mefâ’îlun veznine nakl olunur. Kabz ma’nâsından me’hûzdur ki hareke-i lâm’ı ahz ü kabz olunur. Ve mâdde-i mezbûrenin mecmû’u bâb-ı sânîden masûgdur. Ve عَصْبٌ ['asb] Birikmek ma’nâsınadır; yukâlu: عَصِبَ الْقَوْمُ بِهِ وَعَصِبَ عَصْبًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا اجْتَمَعُوا

عصب (asb)
kelime https://kelime.com/arama/عصب
عصب (asab)
kelime https://kelime.com/arama/عصب
OS / GENEL OSMANLICA SÖZLÜĞÜ

(a. i. c. : a’sâb) : sinir, damar.

Osmanlıca Tüm Çekim ve Benzerlerde Arama (-)

Daha fazla sonuç göster
Osmanlıca Tüm Madde Anlamlarında Arama (-)

Daha fazla sonuç göster
MİSAFİR KULLANICI
  • 10 Sözlük İçinde Arama
  • 3 Kelime Günlük Sorgu
  • 2 Hassas Arama Sonucu
  • 2 Benzerlerde Arama Sonucu
  • 2 Anlamlar İçerisinde bulma
  • 2 Metinler İçerisinde bulma
  • 500 Karakter Günlük Çeviri
  • 2 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Yok
  • Kelime Kökeni Yok
  • Gelişmiş Filtre Yok
  • Reklam Gösterimi
ÜCRETSİZ KAYDOL
  • 25 Sözlük İçinde Arama
  • 5 Kelime Günlük Sorgu
  • 4 Hassas Arama Sonucu
  • 4 Benzerlerde Arama Sonucu
  • 4 Anlamlar İçerisinde bulma
  • 4 Metinler İçerisinde bulma
  • 1000 Karakter Günlük Çeviri
  • 3 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Var
  • Kelime Kökeni Var
  • Gelişmiş Filtre Var
  • Reklam Gösterimi Yok
ABONE KURUMLAR
  • 50 Sözlük İçinde Arama
  • 250 Kelime Günlük Sorgu
  • Sınırsız Arama
  • Sınırsız Benzerlerde Arama
  • Sınırsız İçerisinde bulma
  • Sınırsız Metinlerde bulma
  • 10000 Karakter Günlük Çeviri
  • 100 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Var
  • Kelime Kökeni Var
  • Gelişmiş Filtre Var
  • Reklam Gösterimi Yok