عد
kelime https://kelime.com/arama/عد
AR / GENEL ARAPÇA SÖZLÜĞÜ Komisyon. (t.y.).عد.Genel Arapça Sözlüğü. https://kelime.com/kelime/%D8%B9%D8%AF/6333545c101dea5b8e0ec36f-63335a86d09b937502f87542/tumu/tumu/tumu Komisyon."عد." Genel Arapça Sözlüğü, t.y., kelime.com, https://kelime.com/kelime/%D8%B9%D8%AF/6333545c101dea5b8e0ec36f-63335a86d09b937502f87542/tumu/tumu/tumu Komisyon."عد." Genel Arapça Sözlüğü. İstanbul, t.y. Kelime.com. https://kelime.com/kelime/%D8%B9%D8%AF/6333545c101dea5b8e0ec36f-63335a86d09b937502f87542/tumu/tumu/tumu

Saymak, hesaplamak. Az kullanılan anlamları ise şunlardır; tek tek okumak, hesaba katmak, sıralamak, olduğunu düşünmek, birer birer okumak, sanmak, hesap etmek, gözü ile bakmak, göz önünde tutmak, dikkate almak.

Diğer Diller

Çekim ve Türev
(Tüm) Diğer Madde Başlıklarında (10)
عد (add)
kelime https://kelime.com/arama/عد
عد (idd)
kelime https://kelime.com/arama/عد
OS / KAMUSU’L-MUHİT-1814

اَلْعِضُّ [el-'idd] ('ayn’ın kesriyle) Fi’l bi-ma’nâ fâ’ildir, bed-hûy kimseye ıtlâk olunur; yukâlu: إِنَّهُ لَعِضٌّ أَيِ السَّيِّءُ الْخُلُقِ Ve nihâyet derecede fetânet ve ferâset ve belâgat sâhibi fehîm ve zîrek adama ıtlâk olunur; yukâlu: إِنَّهُ لَعِضٌّ أَيْ بَلِيغٌ مُنْكَرٌ يَعْنِي فَهِمٌ عَالِمٌ Ve cenkte bir kimsenin hemtâsına denir; yukâlu: هُوَ عِضُّهُ أَيْ قِرْنُهُ Ve bir nesneye kavî ve zâbit ve muktedir olan kimseye ıtlâk olunur, gûyâ ki o nesneyi عَضٌّ ['add] ve zabt eder; yukâlu: إِنَّهُ لَعِضُّ سَفَرٍ أَيْ قَوِيٌّ عَلَيْهِ Ve mâla gereği gibi, takayyüd ve tîmâr ve ihtimâm eden adama ıtlâk olunur; yukâlu: فُلاَنٌ عِضُّ مَالٍ أَيْ قَيِّمٌ عَلَيْهِ Ve bahîl ve nâkese ıtlâk olunur, gûyâ ki mâlını ısırıp salıvermez. Ve yavuz ve şedîd adama ıtlâk olunur; yukâlu: رَجُلٌ عِضٌّ أَيْ بَخِيلٌ وَكَذَا شَدِيدٌ Ve âfet ve dâhiyeye ıtlâk olunur. Cem’i عُضُوضٌ ['udûd]dur 'ayn’ın zammıyla. Ve minhu’r-rivâyetu’l-uhrâ fi’l-hadîsi: hاَلْخِلاَفَةُ بَعْدِي ثَلاَثُونَ سَنَةً ثُمَّ يَكُونُ مَلِكٌ عَضُوضٌh كَمَا مَرَّ وَفِي رِوَايَةٍ ثُمَّ تَكُونُ مُلُوكٌ عُضُوضٌ بِالضَّمِّ Ve عِضٌّ ['idd] Mutlakan dikenli çalı ağacının küçüklerine denir; bunda 'ayn’ın zammıyla da câ’izdir. 'Alâ-kavlin طَلْحٌ [talh] ve عَوْسَجٌ ['avsec] ve سَلَمٌ [selem] ve سَيَالٌ [seyâl] ve سَرْحٌ [serh] ve عُرْفُطٌ ['urfut] ve سَمُرٌ [semur] ve شَهَبَانٌ [şebehân] ve كَنَهْبَلٌ [kenehbel] dedikleri dikenli bâdiye ağaçlarına ıtlâk olunur. Bunların her biri mâddelerinde mersûmdur. Ve عِضٌّ ['idd] Açılması pek düşvâr olan kilîde ıtlâk olunur; yukâlu: غَلَقٌ عِضٌّ أَيْ لاَ يَكَادُ يَنْفَتِحُ

kelime https://kelime.com/arama/عد
AR / GENEL ARAPÇA SÖZLÜĞÜ

Sivilce.

عد (add)
kelime https://kelime.com/arama/عد
kelime https://kelime.com/arama/عد
عد ('idd)
kelime https://kelime.com/arama/عد
OS / KAMUSU’L-MUHİT-1814

اَلْعِضُّ [el-'idd] ('ayn’ın kesriyle) Fi’l bi-ma’nâ fâ’ildir, bed-hûy kimseye ıtlâk olunur; yukâlu: إِنَّهُ لَعِضٌّ أَيِ السَّيِّءُ الْخُلُقِ Ve nihâyet derecede fetânet ve ferâset ve belâgat sâhibi fehîm ve zîrek adama ıtlâk olunur; yukâlu: إِنَّهُ لَعِضٌّ أَيْ بَلِيغٌ مُنْكَرٌ يَعْنِي فَهِمٌ عَالِمٌ Ve cenkte bir kimsenin hemtâsına denir; yukâlu: هُوَ عِضُّهُ أَيْ قِرْنُهُ Ve bir nesneye kavî ve zâbit ve muktedir olan kimseye ıtlâk olunur, gûyâ ki o nesneyi عَضٌّ ['add] ve zabt eder; yukâlu: إِنَّهُ لَعِضُّ سَفَرٍ أَيْ قَوِيٌّ عَلَيْهِ Ve mâla gereği gibi, takayyüd ve tîmâr ve ihtimâm eden adama ıtlâk olunur; yukâlu: فُلاَنٌ عِضُّ مَالٍ أَيْ قَيِّمٌ عَلَيْهِ Ve bahîl ve nâkese ıtlâk olunur, gûyâ ki mâlını ısırıp salıvermez. Ve yavuz ve şedîd adama ıtlâk olunur; yukâlu: رَجُلٌ عِضٌّ أَيْ بَخِيلٌ وَكَذَا شَدِيدٌ Ve âfet ve dâhiyeye ıtlâk olunur. Cem’i عُضُوضٌ ['udûd]dur 'ayn’ın zammıyla. Ve minhu’r-rivâyetu’l-uhrâ fi’l-hadîsi: hاَلْخِلاَفَةُ بَعْدِي ثَلاَثُونَ سَنَةً ثُمَّ يَكُونُ مَلِكٌ عَضُوضٌh كَمَا مَرَّ وَفِي رِوَايَةٍ ثُمَّ تَكُونُ مُلُوكٌ عُضُوضٌ بِالضَّمِّ Ve عِضٌّ ['idd] Mutlakan dikenli çalı ağacının küçüklerine denir; bunda 'ayn’ın zammıyla da câ’izdir. 'Alâ-kavlin طَلْحٌ [talh] ve عَوْسَجٌ ['avsec] ve سَلَمٌ [selem] ve سَيَالٌ [seyâl] ve سَرْحٌ [serh] ve عُرْفُطٌ ['urfut] ve سَمُرٌ [semur] ve شَهَبَانٌ [şebehân] ve كَنَهْبَلٌ [kenehbel] dedikleri dikenli bâdiye ağaçlarına ıtlâk olunur. Bunların her biri mâddelerinde mersûmdur. Ve عِضٌّ ['idd] Açılması pek düşvâr olan kilîde ıtlâk olunur; yukâlu: غَلَقٌ عِضٌّ أَيْ لاَ يَكَادُ يَنْفَتِحُ

Tüm Tüm Çekim ve Benzerlerde Arama (-)

Daha fazla sonuç göster
Tüm Tüm Madde Anlamlarında Arama (-)

Daha fazla sonuç göster
MİSAFİR KULLANICI
  • 10 Sözlük İçinde Arama
  • 3 Kelime Günlük Sorgu
  • 2 Hassas Arama Sonucu
  • 2 Benzerlerde Arama Sonucu
  • 2 Anlamlar İçerisinde bulma
  • 2 Metinler İçerisinde bulma
  • 500 Karakter Günlük Çeviri
  • 2 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Yok
  • Kelime Kökeni Yok
  • Gelişmiş Filtre Yok
  • Reklam Gösterimi
ÜCRETSİZ KAYDOL
  • 25 Sözlük İçinde Arama
  • 5 Kelime Günlük Sorgu
  • 4 Hassas Arama Sonucu
  • 4 Benzerlerde Arama Sonucu
  • 4 Anlamlar İçerisinde bulma
  • 4 Metinler İçerisinde bulma
  • 1000 Karakter Günlük Çeviri
  • 3 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Var
  • Kelime Kökeni Var
  • Gelişmiş Filtre Var
  • Reklam Gösterimi Yok
ABONE KURUMLAR
  • 50 Sözlük İçinde Arama
  • 250 Kelime Günlük Sorgu
  • Sınırsız Arama
  • Sınırsız Benzerlerde Arama
  • Sınırsız İçerisinde bulma
  • Sınırsız Metinlerde bulma
  • 10000 Karakter Günlük Çeviri
  • 100 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Var
  • Kelime Kökeni Var
  • Gelişmiş Filtre Var
  • Reklam Gösterimi Yok