ظهر (zuhr)
kelime https://kelime.com/arama/ظهر

iz. ar. Gündüzün ortası, zevâl vakti, öğle: صلاة الظهر salâtü’z-zuhr = öğle namazı; قبل الظهر kable’z-zuhr = öğleden evvel; بعد الظهر ba‘de’z-zuhr = öğleden sonra.

Diğer Diller

tr: zuhr

Çekim ve Türev
(Osmanlıca) Diğer Madde Başlıklarında (10)
ظهر (zuhr)
kelime https://kelime.com/arama/ظهر
ظهر (zahr)
kelime https://kelime.com/arama/ظهر
OS / KAMUSU’L-MUHİT-1814

اَلظَّهْرُ [ez-zahr] (نَهْرٌ [nehr] vezninde) Arkaya denir ki karın mukâbilidir, Fârisîde puşt denir. Ve ظَهْرٌ [zahr] lafzı müzekkerdir. Cem’i أَظْهُرٌ [azhur] gelir ve ظُهُورٌ [zuhûr] gelir ve ظُهْرَانٌ [zuhrân] gelir zâ’nın zammıyla. Ve minhu yukâlu: أَعْطَاهُ عَنْ ظَهْرِ يَدٍ أَيِ ابْتِدَاءً بِلاَ مُكَافَاةٍ Ya’nî “’İvaz ve mükâfâtsız ibtidâ’en i’tâ eyledi.” Ve yukâlu: فُلاَنٌ خَفِيفُ الظَّهْرِ أَيْ قَلِيلُ الْعِيَالِ وَيُقَالُ فُلاَنٌ ثَقِيلُ الظَّهْرِ أَيْ كَثِيرُ الْعِيَالِ Ve yukâlu: هُوَ عَلَى ظَهْرٍ أَيْ مُزْمِعٌ لِلسَّفَرِ Ya’nî “Sefere ‘azîmet üzeredir.” Ve cenkte arka tarafından gelen düşmanlara أَقْرَانُ الظَّهْرِ [akrânu’z-zahr] ıtlâk ederler; yukâlu: هُمْ أَقْرَانُ الظَّهْرِ أَيْ يَجِيؤُونَكَ مِنْ وَرَائِكَ Ve bir adam ezberden kırâ’at eylese قَرَأَهُ مِنْ ظَهْرِ الْقَلْبِ derler, حِفْظًا بِلاَ كِتَابٍ ma’nâsına. Ve سَالَ وَادِيهِمْ ظَهْرًا derler, مِنْ مَطَرِ أَرْضِهِمْ ma’nâsına. Niteki vâdîleri arz-ı gayra yağan yağmurdan cereyân eylese سَالَ وَادِيهِمْ دُرْءًا derler dâl’ın zammıyla. Ve “Filândan hayr-ı kesîre nâ’il oldum” diyecek yerde أَصَبْتُ مِنْهُ مَطَرَ ظَهْرٍ derler izâfetle ve لِصٌّ عَادِي ظَهْرٍ derler, عَدَا فِي ظَهْرٍ فَسَرَقَهُ Ve “Filân benim nafaka ve erzâkımla ta’ayyüş eder” diyecek yerde هُوَ يَأْكُلُ عَلَى ظَهْرِ يَدِي derler. Ve yukâlu: هُوَ بَيْنَ ظَهْرَيِ الْقَوْمِ وَظَهْرَانَيْهِمْ بِالتَّثْنِيَةِ وَلاَ تُكْسَرُ النُّونُ وَبَيْنَ أَظْهُرِهِمْ أَيْ وَسَطِهِمْ وَفِي مُعْظَمِهِمْ Gûyâ ki önü ve ardı kavmin arkalarına gelmekle her cânibden meknûf ve muhât olmuştur, ba’dehu mutlakan beyne’l-kavm ikâmette isti’mâl olundu. Ve ظَهْرَانَيْهِمْ kelimesinde elif ve nûn te’kîd için ziyâde kılınmıştır; ve tekûlu: لَقِيتُهُ بَيْن الظَّهْرَيْنِ وَبَيْنَ الظَّهْرَانَيْنِ أَيْ فِي الْيَوْمَيْنِ أَوِ الثَّلاَثَةِ Ve ظَهْرٌ [zahr] Tenbelît devesine ıtlâk olunur ki seferde ona ağırlık yüklenir; yukâlu: لَهُمْ ظَهْرٌ يَنْقُلُونَ عَلَيْهِ أَيْ رِكَابٌ Ve eski tencereye ve çömleğe ıtlâk olunur; tekûlu: طَبَخْنَا الطَّعَامَ فِي ظَهْرٍ أَيْ قِدْرٍ قَدِيمَةٍ Ve ظَهْرٌ [zahr] Bir mevzi’ adıdır. Ve mâl-ı kesîreye ıtlâk olunur ki murâd devâbb ve mevâşîdir. Ve ظَهْرٌ [zahr] Masdar olur, bir nesne ile fahr ve mübâhât eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: ظَهَرَ فُلاَنٌ بِذَلِكَ الشَّيءِ ظَهْرًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا فَخِرَ بِهِ Ve kuş yeleğinin kısa tarafına da ظَهْرٌ [zahr] derler; cem’i ظُهْرَانٌ [zuhrân] gelir. Ve kara yoluna ıtlâk olunur; yukâlu: سَلَكَ مِنَ الظَّهْرِ أَيْ مِنْ طَرِيقِ الْبَرِّ Ve galîz ve mürtefi’ olan arza ıtlâk olunur, niteki mülâyim ve hemvâr olana بَطْنٌ [batn] ıtlâk olunur. Ve ظَهْرٌ [zahr] kur’ân-ı kerîm’in lafz-ı şerîfine ıtlâk olunur, niteki te’vîline بَطْنٌ [batn] ıtlâk olunur; ve minhu’l-hadîsu: “مَا نَزَلَ مِنَ الْقُرْآنِ آيَةٌ إِلاَّ وَلَها ظَهْرٌ وَبَطْنٌ” Kâle’ş-şârih وَقِيلَ أَرَادَ بِالظَّهْرِ مَا ظَهَرَ بَيَانُهُ وَالْبَطْنُ مَا احْتَاجَ إِلَى تَفْسِيرِهِ Ve ظَهْرٌ [zahr] Hadîs ve habere denir. Ve bir adamın gâ’ib eylediği şey’e ıtlâk olunur ki حَاضِرٌ [hâdir] mukâbilidir; ve minhu yukâlu: تَكَلَّمَ عَنْ ظَهْرِ غَيْبٍ Burada ظَهْرٌ [zahr] غَيْبٌ [gayb] lafzına muzâftır. Lafzeyn muhtelif oldukta te’kîd için şey’ nefsine muzâf olur, نَسِيمُ الصَّبَا ve حَقَّ الْيَقِينِ gibi. Ve ظَهْرٌ [zahr] Kezâlik masdar olur, bir kimsenin arkasına vurmak ma’nâsına; yukâlu: ظَهَرَ فُلاَنًا إِذَا ضَرَبَ ظَهْرَهُ Ve li-ecli’l-iktizâ’ ihtiyâten hıfz olunacak deve ittihâz eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: ظَهَرَ الرَّجُلُ إِذَا اتَّخَذَ ظِهْرِيًّا Ve bir kimsenin hâcetine mübâlât eylemeyip ihmâl ve müsâmaha eylemek ma’nâsına müsta’meldir; tekûlu: ظَهَرَ فُلاَنٌ بِحَاجَتِي أَيْ جَعَلَهَا بِظَهْرٍ يَعْنِي وَرَاءَ ظَهْرٍ وَاتَّخَذَ ظِهْرِيًّا

Osmanlıca Tüm Çekim ve Benzerlerde Arama (-)

Daha fazla sonuç göster
Osmanlıca Tüm Madde Anlamlarında Arama (-)

Daha fazla sonuç göster
MİSAFİR KULLANICI
  • 10 Sözlük İçinde Arama
  • 3 Kelime Günlük Sorgu
  • 2 Hassas Arama Sonucu
  • 2 Benzerlerde Arama Sonucu
  • 2 Anlamlar İçerisinde bulma
  • 2 Metinler İçerisinde bulma
  • 500 Karakter Günlük Çeviri
  • 2 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Yok
  • Kelime Kökeni Yok
  • Gelişmiş Filtre Yok
  • Reklam Gösterimi
ÜCRETSİZ KAYDOL
  • 25 Sözlük İçinde Arama
  • 5 Kelime Günlük Sorgu
  • 4 Hassas Arama Sonucu
  • 4 Benzerlerde Arama Sonucu
  • 4 Anlamlar İçerisinde bulma
  • 4 Metinler İçerisinde bulma
  • 1000 Karakter Günlük Çeviri
  • 3 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Var
  • Kelime Kökeni Var
  • Gelişmiş Filtre Var
  • Reklam Gösterimi Yok
ABONE KURUMLAR
  • 50 Sözlük İçinde Arama
  • 250 Kelime Günlük Sorgu
  • Sınırsız Arama
  • Sınırsız Benzerlerde Arama
  • Sınırsız İçerisinde bulma
  • Sınırsız Metinlerde bulma
  • 10000 Karakter Günlük Çeviri
  • 100 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Var
  • Kelime Kökeni Var
  • Gelişmiş Filtre Var
  • Reklam Gösterimi Yok