İsim vermek, ad koymak. Az kullanılan anlamları ise şunlardır; isimlendirmek, adlandırmak, çağırmak, besmele çekmek, ad vermek, ismiyle çağırmak isimlendirmek, demek.

Adaş. Az kullanılan anlamları ise şunlardır; yüksek, ulu, yüce.

Adlandırılmak, isimlendirilmek.

Zehirli.

اَلسُّمَيُّ [es-sumeyy] (sîn’in zammı ve mîm’in fethi ve yâ’nın teşdîdiyle) Tasgîri. Ve إِسْمٌ [ism]in aslın takdîr etmede ihtilâf etmişlerdir. Ba’zılar aslı فِعْلٌ [fi’l]dir dediler, fâ’nın kesri ve ‘ayn’ın sükûnuyla ve ba’zılar فُعْلٌ [fu’l]dür dediler. Ve أَسْمَاءٌ [esmâ’] bu ikisine dahi cem’ olur, جِذْعٌ [ciz’]le أَجْذَاعٌ [eczâ’] ve قُفْلٌ [kufl]le أَقْفَالٌ [akfâl] gibi. Ve bu makûlenin sîgası bilinmez illâ semâ’la. Ve bunda dört lügat vardır:biri إِسْمٌ [ism]dir kesr-i hemze ve sükûn-ı sîn’le ve biri dahi أُسْمٌ [usm]dur zamm-ı hemze ve sükûn-ı sîn’le ve biri dahi سُمٌّ [summ]dur zamm-ı sîn’le ve biri dahi سِمٌّ [simm]dir kesr-i sîn’le ve bunun elifi elif-i vasldır. Ve gâh olur şâ’ir elifin kat’ eder zarûret için.

اَلسُّمِيُّ [es-sumiyy] (sîn’in zammı ve mîm’in kesri ve yâ’nın teşdîdiyle فُعُولٌ [fu’ûl] vezni üzere) Cem’i, yağmurlar ma’nâsına.