Borç, peşinat, avans. Az kullanılan anlamları ise şunlardır; peşin, ön ödeme, ayakkabının astar derisi, ödünç, kredi, peşin para, ayakkabı içine konan ince deri.

Elti. Az kullanılan anlamları ise şunlardır; (المَرْأَة) elti.

اَلسَّلِفَةُ [es-selifet] (فَرِحَةٌ [ferihat] vezninde) Ağaçları azca olan yere denir; yukâlu: أَرْضٌ سَلِفَةٌ أَيْ قَلِيلَةُ الشَّجَرِ

اَلسِّلْفَتَانِ [es-silfetân] (sîn’in kesriyle) İki birâder taht-ı nikâhında olan iki zevceye denir, 'alâ-kavlin ricâle mahsûstur ki zikr olundu; müfredi سِلْفَةٌ [silfet]tir. Ve سِلْفَةٌ [Silfet] ve سِلَفَةٌ [Silefet] (عِنَبَةٌ ['inebet] vezninde) Nisvân a’lâmındandır. Ammâ hâfiz Muhammed b. Ahmed es-Silfî ceddi olan Silfî “se-lebe” mu’arrebidir ki Fârisîde üç dudaklı demektir. Merkûmun dudağı meşkûk olmakla telkîb ve ta’rîb olundu.

اَلسِّلْفَتَانِ [es-silfetân] (sîn’in kesriyle) İki birâder taht-ı nikâhında olan iki zevceye denir, 'alâ-kavlin ricâle mahsûstur ki zikr olundu; müfredi سِلْفَةٌ [silfet]tir. Ve سِلْفَةٌ [Silfet] ve سِلَفَةٌ [Silefet] (عِنَبَةٌ ['inebet] vezninde) Nisvân a’lâmındandır. Ammâ hâfiz Muhammed b. Ahmed es-Silfî ceddi olan Silfî “se-lebe” mu’arrebidir ki Fârisîde üç dudaklı demektir. Merkûmun dudağı meşkûk olmakla telkîb ve ta’rîb olundu.

اَلسُّلْفَةُ [es-sulfet] (غُرْفَةٌ [gurfet] vezninde) Kahvaltı ta’bîr olunan muhtasarî ta’âma denir; yukâlu: قَدَّمَ لَنَا سُلْفَةً أَيْ لُمْجَةً Ve çizme içine dikilen yufka meşine denir ki astarı yerinde olur. Ve sürgülenmiş ve düzeltilmiş tarlaya denir; cem’i سُلَفٌ [sulef] gelir, غُرَفٌ [guref] vezninde. Ve سُلْفَةٌ [sulfet] İlerice giden bir bölük cemâ’ate denir; ve minhu yukâlu: جَاؤُوا سُلْفَةً سُلْفَةً أَيْ بَعْضُهُمْ فِي إِثْرِ بَعْضٍ

اَلسُّلْفَةُ [es-sulfet] (sîn’in zammı ve lâm’ın sükûnuyla) Şol ta’âmdır ki sabâh yemeğinden evvel isti’câl olunur, safrâ-küş ma’nâsına.