اَلسَّرِيُّ [es-seriyy] (sîn’in fethi ve yâ’nın teşdîdiyle) Sehî olan kimse.

اَلسَّرَوَاتُ [es-serevât] (fethateynle) سَرَاةٌ [serât]ın cem’idir, cem’-i cem’ olmak üzere. Ve سَرَاةٌ [serât] Bir nesnenin zâhirine ve vasatına dahi derler. Ve bunun dahi cem’i سَرَوَاتٌ [serevât] gelir. Ve fi’l-hadîsi: “لَيْسَ لِلنِّسَاءِ سَرَوَاتُ الطَّرِيقِ” أَيْ ظَهْرُ الطَّرِيقِ وَوَسَطُهُ وَلَكِنَّهُنَّ يَمْشِينَ فِي الْجَوَانِبِ Ve سَرَاةُالنَّهَارِ [serâtu’n-nehâr] Vasat-ı nehâr ma’nâsına da gelir. Ve سَرِيٌّ [seriyy] Küçük ırmağa dahi derler, nehr-i sagîr ma’nâsına.

Gizli.

Gece boyu yürüme.

Göbek…si, göbek ile ilgili, göbekle ilgili.

Gizli. Az kullanılan anlamları ise şunlardır; açıkça görülmeyen, mahrem, özel, esrarlı.

Gizli, esrarengiz. Az kullanılan anlamları ise şunlardır; gizemli, esrarlı, mahrem, sırlı, kişisel, özel.

Yayılmak. Az kullanılan anlamları ise şunlardır; من çıkmak, gece yolculuğu yapmak, (على, için) geçerli olmak, (فى) dalmak, [bir his] (الى نَفْسِهِ içine) işlemek, akmak, علىmüracaat etmek, intişar etmek, akıp gitmek, başvurmak, deveran etmek, cereyan etmek, dolaşmak, seyelan etmek, cevelan etmek, .

Çay. Az kullanılan anlamları ise şunlardır; ırmak, yüksek seviyeli, önde gelen, önemli (kişilik), asil, dere.

Rahatlatmak (عَن قَلْبِهِ, عَنْهُ) (içini) rahatlatmak.