iz. ar. cm: eshar. Sabah açılmaya başladığı vakit, çîn-sabah vakti: seher vakti bülbüllerle beraber tesbihe başlar; ale’s-seher, ale’s-sabah: erkenden.

iz. ar. 1. Büyü, büyücülük, göz bağcılık. 2. Sihir kuvveti haiz olan câzibe-i şedîde, fenâlık. 3. Şiir ve fesâhat gibi insanı meftûn eden hüner ki buna sihr-i helâl dahi derler, yani haram olmayan büyücülük.

Tan vakti. Az kullanılan anlamları ise şunlardır; seher, tan, seher vakti, gecenin son demleri, şafak.

Büyülenmek, sihirlenmek, afsunlanmak.

Akciğer, yürek, kalp, göğüs, solunum organları, akciğerler.

Büyülemek. Az kullanılan anlamları ise şunlardır; efsunlamak, afsunlamak, büyü yapmak, teshir etmek, meftun etmek, cezbetmek, hayran bırakmak.

(b. i.) : 1) büyü; gözbağcılık, büyücülük, (bkz. : efsun). 2) büyü kadar te’sîri olan şey, fettanlık. 3) şiir ve güzel söz söyleme gibi insanı meftun eden hüner, sanat.

(a. i. c. : eshâr) : 1) tan yeri ağırmadan biraz önceki vakit. Ale-s-seher : sabah erkenden. 2) kadın adı.

Çekicilik, sihir, büyü, efsun, büyücülük, afsun. Az kullanılan anlamları ise şunlardır; büyüleme, cazibe, karizma, gözbağcılık, allah vergisi başkalarını etkileyebilme yeteneği, bakıcılık, gözbağı.

Büyülemek, efsunlamak, birine büyü/sihir yapmak, birini büyülemek.